Sitene Ekle
   
  .
  İslam tarihi
 

ZİLE DİNÇERLER LİSESİ
9.SINIF TARİH DERS NOTLARI

İSLAMİYET’DEN ÖNCE ARABİSTAN;
Arabistan ,Asya’nın güneybatısında yer alan bir yarımadadır.Batıda Kızıldeniz ,Doğuda Basra körfezi ve umman denizi ,güneyde Hint okyanusu,kuzeyde Suriye ve Filistin çölleriyle kaplı olan Arabistan’ın en önemli bölgeleri Hicaz ve Yemendir.
İslamiyet’ten önce Arabistan’da birbirinden bağımsız bir çok devlet kurulmuş ve siyasal birlik kurulamamıştır.Arabistan’da kurulan devletlerin en önemlileri Güneyde :Main,Seba ,Himyeri devletleri,Kuzeyde ise:Nebat, Gassani ,Hire devletleridir.
Arapların kökeni Sami ırkından gelmektedir. Samîler, Arap Yarımadası'nda yaşamışlar, zamanla buradan dağılarak İlk Çağdan bu yana Mezopotamya, Suriye, Filistin bölgelerinde etkin rol oynamışlardır.
Genel Değerlendirme : Arap yarımadasında önemli bir siyasi güç ortaya çıkmamıştır.Devletler genel olarak, kabilelerin oluşturduğu küçük krallıklar şeklinde siyasi varlıklarını sürdürmüşlerdir.Mekke Kureyş kabileleri tarafından yönetiliyordu.Birbirleri ile sürekli rekabet halindeki bu kabileler güvenliğin sağlanması ve dışarıdan gelen saldırılara karşı konulmasında birlikte hareket ediyorlardı.Mekke’nin yönetimi ile ilgili konular Darün-Nedve “de (Danışma Meclisi)görüşülüp karara bağlanırdı.

Din ve İnanış:İslamiyet öncesi Arap yarımadasında putperestlik yaygındı.Her kabilenin kendine ait ayrı bir putu vardı.Mekke’de bulunan KABE İslamiyet’ten önce de Araplarca kutsal sayılır ve içinde her kabileye ait putlar bulunurdu.Araplar her yıl bu putları ziyaret etmek için Mekke’ye giderlerdi.Bazı aylarda Araplar arasında savaşmak yasaktı(Haram ayları)Savaşın olmadığı bu dönemden yararlanan ticaret kervanları Mekke’ye gelirlerdi.Bu sayede Mekke dini merkez olmanın yanı sıra Arabistan’ın en önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur.
Puta tapıcılık yanında, , Musevilik, Hristiyanlık gibi dinler de yaygındı. Ayrıca Hz.İbrahim!in dinine inananlar da vardı.Bunlara " Hanif " denilmiştir.

Sosyal ve Ekonomik Hayat:Arapların genel olarak yaşam biçimleri göçebe ve yerleşik olarak yaşıyorlardı. Göçebe yaşam süren Araplara "Bedevi" denilirdi.
• Erkeğin egemen olduğu bir aile yapısı vardır.
• Çok eşli evlilikler yaygındı. Kadınların miras hakkı yoktu.Çok kız çocuk doğuran kadın suçlu görülür.Bazen kız çocukları diri diri toprağa gömülürdü.İçki içerler,kumar oynarlar ve tefecilik yapıyorlardı. Hakdan, adâletten uzaklaşmış bir cemiyette, kuvvetliler zayıflara, âcizlere saldırıyor, elinde nesi varsa alıyordu. Köleler, esirler, acınacak bir halde idi. Kadının cemiyette bir yeri yoktu. O, pazarlarda gezdirilen, para ile alınıp satılan basit bir eşya muâmelesi görüyordu.
• Araplar kabileler halinde yaşıyorlardı.Kabileler arasında rekabet ve kan davaları yaygındı. Çöl yaşamının zorluğu, su kaynaklarının azlığı, yiyecek sıkıntısı bu rekabet ve kavgaların sebepleridir.Araplar arasında siyasal birliğin kurulmamasında en önemli neden budur.
• Hicaz bölgesinin en önemli ticaret merkezleri Mekke, Medine ve Taif'ti. Mekkeliler daha çok ticaretle, Medineliler ise daha çok tarımla uğraşmışlardır.Araplar farklı haklara sahip sınıflara ayrılmıştı.İnsanların toplumdaki etkinlikleri genellikle ekonomik güçleriyle doğru orantılıdır. Göçebelerin en önemli geçim kaynağı hayvancılık, yerleşiklerin ise tarım ve ticaret olmuştur.
Dil ve Edebiyat: Arapça Sami dilleri ailesindendir.İslamiyet’ten önce sadece Arap yarımadasında kullanılan Arapça İslamiyet’in yayılmasıyla birlikte geniş bir coğrafyada konuşulmaya başlamıştı.İslamiyet öncesi Araplar arasında hitabet ve şiir sanatları gelişmişti.Araplar güzel konuşmaya ve şiire çok önem veriyorlardı.
Kabe'yi ziyaret zamanlarında şairler yazmış oldukları şiirleri panayırda okurlardı. Düzenlenen şiir yarışmalarında kazanan eserler, Kabe'nin duvarlarına asılırdı. Bunlara


HZ. MUHAMMED DÖNEMİ
Soyu :
• Hz.Muhammed, Mekke'nin büyük ailelerinden, Kureyş kabilesinin kollarından biri olan "Haşimoğulları" ndandır.
• Babası Abdullah , annesi Amine' dir. Dedesi Abdülmuttalip, Mekke' nin ileri gelenlerindendir.
Doğumu ve Çocukluğu :
• Miladi 571 yılında Mekke 'de dünyaya gelmiştir.
• Doğumundan önce babası Abdullah'ı , Altı yaşında Annesini kaybetmiştir.
• Annesinin ölümüyle sekiz yaşına kadar dedesi Abdülmuttalib'in , sonra da amcası "Ebu Talip" in yanında yaşamını sürdürmüştür.
• Amcası Ebu Talip'in yanında ticareti öğrenmiş, Arabistan dışında Suriye, Yemen bölgelerini tanımıştır.
Gençliği :
• Hz.Muhammed, putlara tapmaz, doğruluktan ayrılmaz, yalan söylemez, kimseyi kırmaz özellikleriyle, akıllı ve olgun davranışlarıyla, doğru sözlülüğü ve güvenilirliğiyle Kureyşliler arasında saygınlık kazanmıştır.Bundan dolayı "Muhammedü'l Emin" ( Güvenilir Muhammed ) denilmiştir.
• Ticaret işleriyle uğraşan, Kureyş'in saygın ve zengin hanımlarından olan Hz.Hatice'nin yanında çalışmaya başlamış, bir dönem sonra onunla evlenmiştir.
• Kabe'nin onarımından sonra kutsal sayılan "Hacer ül Esved" in yerine konulması sırasında, Kabilelerin anlaşamamaları üzerine çözüm için Hz.Muhammed'e başvurmaları, onun saygı duyulan, sorunları çözebilecek güce sahip, uzlaştırıcı , kişilik özelliklerini gösterir.
Peygamber oluşu :
• Tek bir tanrı, yaratıcı olduğunu düşünen Hz. Muhammed , zaman zaman Mekke yakınlarındaki Hira Mağarasına giderek, burada düşünceleriyle baş başa kalmıştır.
• 610 yılının Ramazan ayının 27. gecesi Cebrail aracılığıyla ilk vahiy kendisine ulaştırılmıştır.
İlk Müslümanlar : Hz. Muhammed'in ilk başta en yakınlarını İslam dinine davet etti.önceleri tanıdıklarını gizlice İslam ’a davet eden Hz. Muhammed bir süre sonra gelen vahiy doğrultusunda halkı açıktan İslamiyet'e çağrısı ile Müslüman olanların sayısı hızla arttı.ona ilk inananlara ilk Müslümanlar denilir. Bunlar : Hz. Hatice, Hz. Ali, Hz. Ebubekir , Zeyd ' dir
Mekke Döneminde Meydana Gelen Olaylar :
• İslamiyet'in giderek yayılmaya başlaması üzerine Mekkeliler, Müslümanlar üzerindeki baskı ve işkencelerini artırdılar. Bunun üzerine Hz. Muhammed, Müslümanlardan isteyenlerin Habeşistan'a göç etmesine izin verdi. Hıristiyan Habeş hükümdarının kendileri gibi tek Tanrı inancını benimsemesi ve Müslümanlara iyi davranacağım düşünmesi Hz. Muhammed'in bu kararı almasında etkili olmuştur.
• Mekkeliler, Müslümanlarla her türlü ilişkilerini kesmişler. Bu durum üç yıl sürmüştür. Ticarî ilişki ve akrabalık bağları gibi nedenlerle boykot kaldırıldı.
• Hz. Muhammed'in eşi Hatice ve amcası Ebu Talip'in aynı yıl içinde ölmelerinden sonra Mekkelilerin Müslümanlar üzerindeki baskıları artmış, bunun üzerine Hz. Muhammed, hem İslamiyet'i yaymak hem de güvenilir bir yer bulmak amacıyla Taif kentine gitmiştir. Ancak Taif'liler Hz.Muhammed e iyi davranmamışlardır.




Akabe Biatları ( Bağlılık ) :
• Medine'deki Hazreç kabilesinden altı kişi, Hac için Mekke'ye geldiklerinde Hz. Muhammed'le görüşmeleri sonucu,İslamiyet’i kabul etmişler, dönüşlerinde Medine'de İslamiyet'i yaymaya başlamışlardır. Bunun sonucunda 621 'de bir gurup Medine 'li, Akabe'de Hz.Muhammed' le görüşmüş, ona bağlı kalacaklarına ve sözlerini tutacaklarına söz vermişlerdir. Bu olaya " I. Akabe Biatı denilir. "
• 622 ' de bir gurup Medine'li daha, Hz.Muhammed'le Akabe'de yeniden görüşmüş, İslamiyet'in buyruklarını yerine getireceklerine , Hz.Muhammed'i koruyacaklarına söz vermişler ve onu Medine'ye davet etmişlerdir. Bu olaya da II.Akabe Biatları denilir.
• Akabe Biatları , Müslümanların Mekke'den Medine'ye göçüne , Hicret'e yol açmıştır.

Hicret (622) :
• Hz. Muhammed'in, Müslümanlarla birlikte Mekke'den Medine'ye göç olayına "Hicret" denilir.
• Mekke'den Medine’ye göç edenlere "Muhacir" , Medine'de onları karşılayıp yardım edenlere " Ensar " denilir.
Hz.Muhammed Medine’de yaşayan Müslümanlar,henüz Müslüman olmayan Araplar ile Yahudiler arasında geçerli olan VATANDAŞLIK SÖZLEŞMESİ ( medine sözleşmesi) yapılmasını sağladı.Bu Antlaşmaya göre:
1-Medineliler her hangi bir saldırıya karşı şehri birlikte savunulacaklar.
2-Yahudiler Müslüman elleri ve dillleri ile saldırmayacaklardı.
3-Yahudiler ve Medine’deki Arap kabileler aralarında sorunlar çıkarsa Hz. Muhammed’e
başvuracaklardı.
4-Yahudiler Müslümanların yararlandığı her türlü haktan yararlanacaklar,ibadet ve ayinlerini serbestçe yerine getirebileceklerdi.
ÖNEMLİ NOT: Bu antlaşma ile Müslümanların yanı sıra Yahudilerde Hz. Muhammed’i devlet başkanı,başkomutan, ve yargıç olarak kabul etmişlerdi.
Hicretin Sonuçları :
• Hicret olayı ile İslamiyet'in yayılışı hızlandı
• Hz.Muhammed ve Müslümanlar , Mekkelilerin baskısından kurtuldu.
• Medine Emirnamesi ( Anayasası) hazırlanarak uygulamaya koyuldu
• Hz.Muhammed, Medine'deki Arap ve Yahudi kabileleriyle görüşerek toplumsal
barışı sağladı.Medine kentinin önemi arttı.
• Medine İslam Devletinin temelleri atıldı.Yeni bir devletin temelleri atıldı.
• Bu olay Hz. Ömer zamanında takvim başlangıcı ,Hicri takvime başlangıç
olmuştur.(639)
Hz.Muhammed'in Siyasi ve Askeri Etkinlikleri :
a. BEDİR SAVAŞI (624) :
Nedeni :
• Mekkelilerin, Medinelilere ekonomik baskı yapması , Mekke’yi terk eden Müslümanların mal varlıklarını ele geçirerek ticarette kullanıyorlardı. Bu gelişmeler üzerine Hz. Muhammed Mekkelileri ekonomik yönden zayıflatmak için Suriye'den Mekke'ye dönen bir Kureyş kervanını ele geçirmeye karar verdi.
Gelişme : Mekkeli'ler yenilgiye uğratıldılar. Bazı Mekkeliler tutsak alındılar. Zengin olanlar fidye karşılığı, okuma yazma bilenler on kişiye okuma-yazma öğretmeleri karşılığı, bazıları da karşılıksız serbest bırakıldılar.(BU OLAY MÜSLÜMANLARIN OKUMA YAZMAYA ÖNEM VERDİKLERİNİ GÖSTERMEKDEDİR.)
Sonuçları :
• Müslümanların ilk büyük savaşı ve başarısıdır.
• Müslümanların kendilerine ve Hz. Muhammed’e güvenleri artmıştır.
• Hz.Muhammed'in dini ve siyasi gücü artmıştır.
• Putperest kalan Medineliler de İslamiyet'i kabul etmişlerdir.
• Şam tiçaret yolunun denetimi Müslümanların eline geçmiştir.
• Hz.Muhammed'in esirler, yaralı düşman askerlerinin durumu ve ganimet 'le ilgili uygulamaları, İslam Savaş Hukukuna temel oluşturmuştur.
ÖNEMLİ NOT:Ele geçirilen ganimetin beşte dördü savaşa katılanlar arasında eşit olarak paylaştırılmış ,beşte biri de Hz. Muhammed tarafından Medine’deki ihtiyaç sahiplerine dağıtılmıştır.Bu uygulama daha sonra kurulan bütün İslam devletlerine örnek olmuş ganimetin beşte biri devlet hazinesine
aktarılmıştır.Ganimetlerin savaşa karılanlara dağıtılması daha sonraki savaşlara katılım artırıcı bir etken olmuştur.

b. UHUT SAVAŞI (625) :
Nedeni : Mekkelilerin, Bedir savaşı yenilgisinin öcünü almak,Müslümanların daha fazla güçlenmesini önlemek ve kervan yolları güvenliğini sağlamak istemesi.
Gelişme : Mekkeliler 3000 kişilik bir orduyla Medine üzerine yürüdüler,bunu öğrenen Hz.Muhammed hemen bir danışma meclisi topladı.Kendisi Medine’de kalıp bir savunma savaşı yapılmasını istiyordu.Ancak Medineli gençler meydan savaşı yapılmasını istediler ,çoğunluğun fikri bu yönde olunca Hz.Muhammed Medine dışına çıktı.Medine yakınlarındaki Uhud dağı eteğinde yapılan savaşta, okçuların yerlerini terk etmeleri üzerine Müslümanlar yenilgiye uğradılar. Hz.Muhammed yaralanmış, amcası Hz.Hamza şehit olmuştur.
Sonuçları :
• Müslümanların yenilmesinin temel sebebi, askerlerden bir bölümünün ganimet paylaşımına yönelerek, yerlerini terk etmeleridir.
• Müslümanlar Hz. Muhammed ‘in sözüne itaat etmenin önemini anlamışlardır
• Mekkeliler, yenilgiye uğratmalarına rağmen, Müslümanları yok edememişlerdir.
• Mekkeliler Müslümanları yok edemeyeceklerini anlamışlardır.
• Uhud savaşı sırasında Mekkelilerle gizlice anlaşan Beni Nadir Yahudileri Medine’den çıkarılmıştır.


c. HENDEK SAVAŞI (627) :
Nedeni :
• Hayber 'de bulunan Yahudilerin, Mekkeliler ve çevre kabilelerle ittifak oluşturarak, Müslümanları yok etmek istemeleri.
• İslamiyet’in Arap kabileleri arasında yayılmaya devam etmesi.

Gelişme : Uhud savaşından ders alan Müslümanlar, savunma savaşı yapmaya karar verdiler. İran'lı bir Müslüman olan Selman-i Farisi'nin önerisiyle, Medine'nin saldırıya açık olan yerlerine, insanların geçemeyeceği genişlikte Hendek kazıldı.Mekkeliler bu savunma karşısında şaşkınlık yaşadılar.Onlar uzun sürecek bir savaş için hazırlık yapmamışlardı.Bir ay süren bir kuşatma sonunda yiyecek sıkıntısının baş göstermesi ve kum fırtınasının çıkması üzerine Mekkeliler geri döndüler.
Sonuçları :
• Aralarında tam bir anlaşma ve birlik bulunmayan Mekke ordusu istediğini elde edemeyeceğini anlamış ve geri çekilmiştir.
• Mekkelilerin saldırı gücü tükenmiş ve savunmaya çekilmişlerdir.
• Bu savaştan sonra Medine’ye yakın yerde yaşayan Araplar arasında İslamiyet hızla yayılmıştır.
• Müslümanların son savunma savaşıdır.Saldırı sırası Müslümanlara geçmiştir.
ç. HUDEYBİYE ANTLAŞMASI (628) :
Hz. Muhammed, Müslümanlarla birlikte Kabe'yi ziyaret etmek üzere yola çıkmış, ancak Kureyşliler kuvvet göndererek, Müslümanların Mekke'ye girişine engel olmuşlardır. Bunun üzerine Hudeybiye denilen yerde, taraflar arasındaki görüşmelerden sonra antlaşma imzalanmıştır.Bu antlaşma İslam Tarihi açısından bir dönüm noktasıdır.
Maddeleri :
• Müslümanlar Kabe'yi ertesi yıl ziyaret edebilecekler ve üç günden fazla kalmayacaklar
• Mekke'li bir kimse İslamiyet'i kabul edip, Hz.Muhammed'in yanına sığınırsa, velisinin isteği üzerine geri verilecek, fakat bir Müslüman Mekke'ye sığınırsa geri verilmeyecek.İslamiyet’in yayılmasını önlemek için bu madde konulmuştur.
• Taraflardan her ikisi de istedikleri kabilelerle anlaşma yapabilecekler, fakat askeri yardım yapmayacaklar
• İki taraf birbirleriyle on yıl savaşmayacaklardı.
Önemi :
• En önemli sonucu Mekkeliler, Müslümanların siyasî varlığını hukuken kabul ettiler.
• Antlaşmanın eşitlik ilkesine uygun olmayan maddeleri Müslümanlar arasında hoşnutsuzluğa neden olmuş,
Ancak antlaşmanın Müslümanların lehine olduğu otaya çıkmıştır.
• Barış ortamının oluşması İslamiyet'e geçişi hızlandırdı.
• Antlaşmadan sonra Mekke ticaret kervanları Medine’den geçmeye başlamış,böylece Medine’nin Ticari
hayatı canlanmıştır.
• Mekke'nin fethi kolaylaştı.
• Mekkelilerle on yıllık barış yapılması Müslümanların Şam ticaret yolunu tehdit eden Hayber Yahudilerine sefer düzenlemelerini kolaylaştırmıştır.



d. HAYBER'İN FETHİ ( 629 ) :

Nedeni : Medine ' nin kuzeyinde, Şam ticaret yolu üzerinde bulunan Hayber, Yahudilerin elindeydi. Yahudiler Müslümanlar için tehlike oluşturuyorlardı.Müslüman ticaret kervanlarına saldırıyorlar ve Mekkelilerle sürekli işbirliği yapıyorlardı. Buranın alınması aynı zamanda, Şam ticaret yolu'nun ele geçirilmesini ve güvenliğini sağlayacaktı.

Gelişme : Hz. Muhammed, Hayberlilerin savunma yapmasına fırsat vermeden hızlı hareket etmiş, Hayber'i kuşatarak almıştır.

Önemi :
• Yahudi sorunu çözümlenmiş
• Şam ticaret yolunun güvenliği sağlanmıştır.
Not : Yahudilere, ödeyecekleri vergi karşılığı ( Tarımdan elde ettikleri ürünün yarısı ) topraklarında oturma hakkı tanındı.
e. MUTE SAVAŞI ( 629 ) :
Nedeni : Bir Müslüman kesif kolunu , Bizans'a bağlı Gassaniler tarafından şehit edilmesi.
Gelişme ve Sonuç : Hz. Muhammed Zeyd bin Harise ( azatlısı) komutasındaki bir orduyu,Suriye’de bulunan Gassaniler üzerine göndermiş, Mute yakınlarında; Bizans -Gassani -Arap kuvvetlerinden oluşan orduyla yapılan savaşı Müslümanlar kaybederek geri çekilmek zorunda kalmışlardır. ( Zeyd ve ondan sonraki iki ordu komutanı şehit olmuş, bunun üzerine yönetimi eline alan Halid Bin Velid,Müslümanları daha fazla kayba uğratmamak için geri çekmiştir.)
Önemi : Müslümanların Bizans'la yaptıkları ilk savaştır.
f. MEKKE ' NİN FETHİ ( 630 ) :
Nedeni :
• Kureyşliler, Hudeybiye antlaşması koşullarını, kendi taraflarında olan bir kabileyi destekleyerek bozdular.
• Kureyşlilerin Müslümanlar aleyhindeki etkinliklerinin sona erdirilmek istenmesi
• Kabe' nin putlardan temizlenmek istenmesi.
Gelişme : Hz. Muhammed kalabalık bir orduyla, Mekke' yi her yönden kuşatmış, direnemeyeceklerini anlayan Mekkeliler teslim olmuşlardır.
Önemi : İslamiyet'in yayılmasını hızlandırmıştır.
• Arap yarımadasının fethine ortam hazırlamıştır.
• Kabe, putlardan temizlenmiştir.
g. HUNEYN SAVAŞI ( 630 ) :
Nedeni : Mekke'nin fethi üzerine , İslamiyeti kabul etmeyen Arap kabilelerinin, Taiflilerin de desteğiyle bir ordu hazırlayıp, müslümanlara saldırmak istemesi.
Gelişme ve Sonuç : Mekke yakınlarındaki Huneyn vadisinde yapılan savaşı, Hz.Muhammed komutasındaki Müslümanlar kazandılar. Kaçanlar Taif' e sığındı.
h. TAİF'IN KUŞATILMASI (630) : Huneyn savaşından sonra, Hz. Muhammed, Taif'i kuşatmış, ancak burasının savunmaya elverişli konumundan dolayı başarılı olamamış, kuşatmayı kaldırmak zorunda kalmıştır.Taifliler bir yıl sonra kendileri İslamiyet'i kabul etmişlerdir.




ı. TEBÜK SEFERİ (631) :Bizans İmparatoru Herakleios' un, İslamiyetin yayılmasını engellemek amacıyla, büyük bir orduyla Arap Yarımadası üzerine sefere çıktığı haberlerinin ( söylenti ) alınması.
• Bunun üzerine Hz.Muhammed' in , Mute yenilgisinin olumsuz etkilerini silmek ve Bizanslıların Arabistan'a girmesine engel olmak istemesi.
Önemi :
• Hz. Muhammed'in son seferidir.
• Hz.Muhammed döneminde Müslümanlar en geniş sınırlara ulaşmışlardır.

Hz. Muhammed' in Son Zamanları Ve Ölümü :

a. VEDA HACCI VE VEDA HUTBESİ :
Hicret'in onuncu yılında Hz. Muhammed Mekke' ye Hacca gitmiştir. Bu onun son ziyareti olduğu için Veda Haccı ( Haccü'l Veda ) olarak , burada Müslümanlara yaptığı konuşma da "Veda Hutbesi " olarak adlandırılmıştır.

Veda Hutbesi'nde Hz. Muhammed ; bütün insanların eşit olduğunu, Müslümanların kardeş olduğunu,birbirlerinin canlarına ve mallarına kastetmemelerini, kötü alışkanlıklardan vazgeçilmesini, kadınlara iyi davranılmasını, istemiştir.
b. HZ. MUHAMMED'İN ÖLÜMÜ (632)
Hz. Muhammed, Veda Haccı'ndan sonra Medine'ye dönmüş, Bizans'a karşı yeni bir sefer hazırlığında iken hastalanarak , 8 Haziran 633 tarihinde altmış üç yaşında iken ölmüştür..
DÖRT HALİFE DÖNEMİ ( 632 – 661 )
( CUMHURİYET DEVRİ )
Hz. Muhammed’ in ölümünden sonra , devlet başkanlığına sırasıyla Hz. Ebubekir , Hz.Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali getirildiler. Bu döneme” Dört halife “ ya da “ Hulafa-i Raşidin” ya da , halifeler seçimle getirildikleri için “ Cumhuriyet Devri “ denilir.
Not:Halife: Hz. Muhammed’in peygamberlik görevi hariç devlet başkanlığıyla ilgili bütün görevlerini yerine getiren İslam devletinin başkanı demektir.
HZ. EBUBEKİR DÖNEMİ ( 632 – 634 )
• Suriye Seferi : Usame Bin Zeyd komutasında bir orduyu Suriye ‘ ye göndermiş , bu yöredeki kabileler egemenlik altına alınmıştır. Böylece Hz. Muhammed’in ölümünden sonra da İslamiyet’in gücünü devam ettirdiği kanıtlanmıştır.
• Ayaklanmalar ve Yalancı Peygamberler : Hz. Muhammed’in ölümünden sonra Arabistan ‘ da , İslamiyet’in tam yerleşememesi, halkın zekat vermek istemeyişi, kabile yaşamını sürdürmek ve devlet otoritesi altına girmek istememek nedenlerinden dolayı ayaklanmalar olmuş , ve yalancı peygamberler türemişti. Yalancı peygamberler sorununu çözmek amacıyla , Halit Bin Velid komutasında bir ordu Yemen’e gönderilmiş, yalancı peygamberler ortadan kaldırılarak, bir tehlikeden kurtarılmıştır. Ayaklanmalar ve Zekat sorunu çözüme kavuşturulmuştur.Hz. Ebubekir bu şekilde hareket ederek devletin parçalanmasını önlemiş ve merkezi otoritenin güçlenmesini sağlamıştır.
• Kur’an’ ın Kitap Haline Getirilmesi : Hz.Muhammed döneminde Kur’an ayetleri ,hafızlar tarafından ezberleniyor, vahiy katipleri tarafından deri, tahta, düz kemik, taşlar üzerine yazılıyordu. Ancak, savaşlarda hafızların ölmesi, ve yazılı ayetlerin malzemelerini korumadaki güçlükler nedeniyle, bir kurul oluşturulmuş ve Kur’an kitap haline getirilmiştir.Böylece Kur’an-ı Kerimin ve İslam dininin bozulması kesin olarak önlenmiştir.
• Irak Savaşları : Halit Bin Velid komutasındaki ordu, Irak’a gönderilerek , Hire bölgesi ele geçirilmiş, Fırat nehri çevresindeki kabileler İslamiyet' i kabul etmişlerdir.



Yermük Savaşı ( 634 ) : Müslümanların Suriye ve Filistin’e doğru hareket ettiğini öğrenen, Bizans İmparatoru Herakliyus, topladığı ordu ile Suriye’ye doğru hareket etmiş, Yermük Irmağı kenarındaki savaşı, Müslümanlar kazanmışlardır. * Müslümanların Bizans’a karşı ilk büyük zaferidir. * Suriye kapıları , Müslümanlara açıldı.
Değerlendirme :
• Hz. Ebubekir, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra dağılma tehlikesi geçiren İslamiyet’ i
toplamış
• Devlet otoritesini yeniden sağlamış
• Kur’an’ı kitap haline getirmiş.Kur’an-ı Kerimin aslı korunmuş ve hiçbir değişikliğe uğramadan
günümüze kadar gelmiştir.
• İslamiyet’in ilk kez Arap yarımadası dışında Suriye,Filistin ve Irak’ta yayılmasını sağlamıştır.

HZ. ÖMER DÖNEMİ ( 634-644 )
Hz. Ömer doğruluğu ,adaleti ve cesareti ile tanınmıştı.Müslümanlığı kabul ettikten sonra bütün savaşlara katılmış ve büyük kahramanlıklar göstermiştir.
1. Fetih hareketleri : Hz. Ömer ,Hz. Ebubekir döneminde başlayan fetih hareketlerini devam ettirerek devletin sınırlarını genişletti.
• Kadisiye ve nihavent savaşlarıyla Irak ve İran’ın tamamı fethedildi.bir süre sonra Sasani devleti yıkıldı.
• Bizans ile yapılan savaşlar sonucunda Suriye,Filistin,Kudüs,Mısır ele geçirildi.Egemenlik altına alınan bölgelerdeki halka dini serbestiyet tanındı.
• Yukarı Mezopotamya,Azerbaycan ve Horasan alındı.
2. Devlet Örgütlenmesi :
Devletin geniş bir coğrafi bölgeye yayılması, yönetim-siyasi-ekonomik-askeri alanlarda örgütlenilmeyi zorunlu hale getirmiştir.
• İlk kez Düzenli ordu kuruldu. Askerlere maaş bağlandı.
• Suriye ve Filistin’ de ordugahlar oluşturuldu.Fethedilen yerlerde yeni yerleşim yerleri
kurularak buralara Müslüman aileler yerleştirilmiştir.
• Orduya ait kayıtların tutulması amacıyla ilk kez ordu divanı oluşturuldu.
• Devletin önemli sorunlarının görüşüldüğü meclis oluşturuldu.
• Müslüman olmayanlardan “ Haraç “ vergisi ( Toprak ) alınmaya başladı.
• İlk kez “ Beytü’l-Mal ( Devlet Hazinesi) oluşturuldu.
• Ülke yönetim birimlerine ayrıldı.İllere ayrılarak bu illere yönetici olarak valiler atanmıştır.
• Halife’ye bağlı olarak Kadılar atandı. İlk kez adalet işlerinde kadıların görevlendirilmesiyle,
yönetim ve adalet işleri birbirinden ayrıldı.
• Hicret başlangıç alınarak, Hicri takvim uygulamaya konuldu.

Hz. Ömer, vergisinin azaltılmasını isteyen bir İranlı tarafından, yaralanarak , 644’ te öldü.
Değerlendirme :
• Yaşamı süresince sade bir yaşam sürmüş, adalet ve doğruluktan ayrılmamıştır.
• İslamiyet’in en parlak dönemlerindendir.
• Arabistan dışında büyük fetih hareketleri yapılarak, Irak, İran, Horasan, Suriye, Filistin, Mısır
ele geçirilmiştir.
• Devletin yönetim, askeri, adalet, siyasi alanlarında örgütlenmesini gerçekleştirmiştir.




HZ. OSMAN DÖNEMİ ( 644 – 656 )
1. Fetih Hareketleri: Hz. Osman ,Hz. Ömer’in bıraktığı yerden fetihleri devam ettirdi.Hz. Osman döneminde:
• Horasan ve Toharistan’ı alarak İran’ın fethini tamamlayan İslam orduları Ceyhun ırmağını geçerek ilk defa Türklerle karşılaştılar.İslam orduları Türklerle ikinci defa kafkasları aştıklarında karşılaştılar.Müslümanlar Hazarlarla yaptıkları savaşları kaybettiler ve kafkas dağları tabii sınır oldu.
• Libya çölünü aşan Müslümanlar Trablusgarp ve Tunus’u fethetti.
• Müslümanlar Suriye sahillerinde ilk defa donanma kurdular.Bu donanmanın yaptığı seferler sonunda Kıbrıs vergiye bağlanmış ve Rodos fethedilmiştir.
• İslam donanması 655 yılında Finike açıklarından Bizans donanmasını yenerek gücünü göstermiştir.
2.Kur’an-ı Kerim’in Çoğaltılması: Hz. Osman’ın İslamiyet’e yaptığı en büyük hizmetlerden
biridir. Şive farklılıklarından dolayı Kur’ an ayetlerinin farklı okunması üzerine bir kurul
oluşturularak , Kur’ an çoğaltıldı. Bir örneği Medine’ de bırakılarak, Mekke, Şam, Kufe,
Basra, Mısır’ a gönderilmiş, böylece Kuran’ın günümüze kadar orijinalinin bozulmadan
gelmesini sağlamıştır.
Not:Böylece Kur’an-ı Kerim’in aslının korunmasında önemli bir adım atılmış ,Yeni
Müslüman olan kişilerin dini asıl kaynaklarından öğrenmelerine ortam hazırlanmıştır.

3.İç karışıklıkların ortaya çıkması:Hz. Osman Emevi ailesindendi.Yumuşak huylu bir kişi olan Hz. Osman ,başta valilik ve ordu komutanlıkları olmak üzere önemli görevlere Emevi ailesinden olan kişileri getirmesi ülkede hoşnutsuzluklara yol açtı.Halkın devlete olan güveni azaldı.Bazı valilerin kötü uygulamalarına münafıkların kışkırtmaları da eklenince Mısır’dan gelen kalabalık bir topluluk kontrolden çıkarak Hz. Osman’ı evinde Kur’an okurken şehit etmiştir.
Not: Bu olay Müslümanlar arasında görüş ayrılıklarının başlamasına,Karışıklığın artmasına,fetih hareketlerinin durmasına yol açmıştır.
Değerlendirme : Hz. Osman döneminde İran, Kafkasya, Afrika ‘da fetihler sürmüş, ilk donanma oluşturularak,Akdeniz’de stratejik önemi büyük olan Kıbrıs alınmış, Kur’ an çoğaltılarak orijinalliğinin bozulması engellenmiştir. Ancak yönetimdeki zayıflığı, kendi soyunu kayırması ve etkili görevlere getirmesi, huzursuzluklara ve İslamiyet’te ilk ayrılıkların oluşmaya başlamasına yol açmıştır.

HZ. ALİ DÖNEMİ ( 656 – 661 )
Hz. Osman' ın öldürülmesiyle, karışıklıklar başladı. Hz. Ali, kendi taraflarının ısrarı üzerine halifeliği kabul etti. Ancak Emevi soyundan gelenler, Hz. Osman ' ın öldürülmesinde , onun da rolü olduğu gerekçesiyle, Hz. Ali'nin halifeliğini tanımadılar.
Hz. Ali, karışıklık ve isyanlara neden olan, Hz. Osman döneminde atanmış valileri görevden aldı.
1. Cemel Vak'ası ( Deve Olayı ) ( 656 ) :
• Hz. Ali ' nin halifeliğini tanımayan, Hz. Muhammed'in eşi Hz. Ayşe ve onun yanında yer alan Talha ve Zübeyr, mücadele etmek ve kuvvet toplamak için Irak'a gittiler. Hz. Ali barışçı girişimlerinden sonuç alamadı. İki taraf , Kufe yakınlarında savaştılar. Savaş'ın en şiddetli bölgesi Hz.Ayşe'nin bindiği " Asker " adlı devenin etrafıydı. Bunun için bu olaya " Deve Olayı " denilmiştir.
• Savaşta Talha ve Zübeyr öldü. Hz. Ayşe'nin Medine'ye dönmesi sağlandı. Esir alınan Basra' lılar serbest bırakıldılar.
• Bu olay, Müslümanlar arasındaki ilk büyük savaştır.
• Hz. Ali bu olaydan sonra Medine'ye dönmemiş, Irak'ın merkezi olan Kufe'ye yerleşmiştir.




2. Sıffin Savaşı ve Hakem Olayı ( 657 ) :
• Emevi soyundan olan Şam valisi Muaviye, Hz. Ali'nin halifeliğini tanımamaktaydı. Mısır valisi Amr-ibn-ül As 'ın da desteğini alarak , Hz. Ali ile Sıffin ovasında karşı karşıya geldi.
• Savaş Hz. Ali'nin lehinde gelişirken, Muaviye askerleri mızraklarının ucuna Kur'an ayetlerini taktılar.Bu durumda Hz.Ali taraftarları savaşa devam etmediler.Halifelik anlaşmazlığının, Kur'an hükümleri esas alınarak, iki tarafın seçeceği hakem kurulu tarafından çözülmesi kararlaştırıldı. Ancak, Muaviye'nin hakemi Amr İbn-Ül-As , Ali'nin hakemi Ebu Musa El-Eş'ari' yi kandırdı. Hile ile halifelik Muaviye'ye geçti.
• Bu Olay İslam dünyasının bölünmesine yol açtı.
• Hz. Ali taraftarlarına Şii ,
• Muaviye'den yana olanlara Emevi,
• her iki tarafı da tanımayanlara Hariciler denildi.
3. Nehrevan Savaşı ( 658 ) :
• Hz. Ali kuvvetleriyle , hariciler arasında yapılan savaşta , Hariciler yenildiler ise de varlıklarına son verilememiştir.
4. Hz. Ali 'nin Öldürülmesi ( 661 ) :
• Hariciler, İslam dünyasındaki karışıklıklara neden olduklarını düşündükleri, Hz. Ali, Muaviye ve Amr İbn Ül As ' ı öldürmeye karar verdiler. Hz. Ali , zehirli bir kılıçla yaralanarak öldürüldü.Böylece İslam tarihinde dört halife dönemi son bulmuştur.
Değerlendirme :
• Hz. Ali iç olaylarla uğraşmak zorunda kaldığından, birliği sağlayıp dış fetihlere girişememiştir. Bu nedenle dönemi fetihsiz geçmiştir.
• Emevi soyu, iktidarı kaybetmemek için Hz. Ali'nin halifeliğini tanımamıştır.
• Bu dönemde İslam dünyasında, ayrılıklar baş göstermiştir.
EMEVİLER ( 661- 750)
Kurucusu : Emevi soyundan " Muaviye Bin Ebusüfyan "
Merkezi : Şam ( Suriye )
• Muaviye, Hz. Muhammed döneminde Vahiy Katipliği yapmış, daha sonra Şam Valisi olarak atanmıştır. Hz. Ali döneminde iç çatışmalar ve iç karışıklıklardan yararlanarak, halifeliğin Haşimoğullarından Emevi'lerin eline geçmesi için çalışmış ve bunu başarmıştır.
• Şam'da bağımsızlığını ilan edip Emevi devletini kurduğu sırada, Irak'ta bulunan Müslümanlar, Hz.Ali'nin büyük oğlu Hasan'ı Kufe'de halife seçmişler,Irak-İran-Horasan-Hicaz bölgeleri bunu kabul etmişti. İki tarafın çatışma olasılığı üzerine,Hz. Hasan çok Müslüman’ ın kanı döküleceğinden bazı ön koşullarla halifelikten çekildi. Buna göre Muaviye öldükten sonra halifelik, seçimle belli olacaktı.Ancak Muaviye sözünde durmamış ve Hasan'ın ölümünden sonra oğlu Yezid'i veliaht belirlemiştir.Bu şekilde İslam tarihinde Emeviler devri diye yeni bir dönem başlamıştır.
Devletin Niteliği :
• Muaviye'den itibaren halifelik babadan oğula geçmeye başlamış, böylece saltanata dönüştürülmüştür.Bu durum tepkilere ve isyanlara neden olmuştur.
• Emeviler, Arapları üstün gören bir yaklaşıma sahip olmuşlar, Arap olmayan Müslümanlara değer vermemişlerdir. ( Irkçılık)
• Emevi soyuna bağlılık göstermişler, Hz.Ali yanlılarına ve Hz.Muhammed soyundan olanlara iyi davranmamışlardır.
• Emeviler döneminde Müslümanların sınırları, İspanya'dan - Türkistan'a kadar genişlemiştir.En geniş sınırlara ulaşmıştır.İslam tarihinde Hz. Ömer ve Emeviler devrinde en fazla fetihler yapılmıştır.
• İslam Kültür ve Medeniyeti , fetihlerle birlikte gelişmeye ve yayılmaya başlamıştır.
• Fethedilen yerlerin İslamlaşmasını ve Araplaşmasını sağlamışlardır.
Önemli Gelişmeler :

1. İstanbul'un Kuşatılması : Emeviler, İstanbul 'u iki defa kuşattılar. ( 668 - 674 ) Ancak surların çok sağlam olmasından dolayı kuşatmalardan sonuç alamadılar. ( Muaviye döneminde )

2. Kerbela Olayı ( 680 ) : Yezid'in halifeliğini tanımayan, Hz. Ali' nin küçük oğlu Hz.Hüseyin ile, yanındakilerin Kerbela denilen yerde şehit edilmesi olayıdır.Kerbela olayı diye tarihe geçen bu vahim olay Müslümanları derinden yaralamıştır.

Önemi :Muaviye’nin oğlu yezid’i veliaht tayin etmesi halifeliğin saltanata dönüştürmüştür.Bu uygulama kerbela olayına neden olmuş ve savaştan sonra İslam dünyasının Şiiler ve Sünniler olarak ikiye ayrılması kesinleşmiştir.

3. Kuzey Afrika'nın Fethi : Ukbe bin Nafi komutasındaki Emevi orduları, Kuzey Afrika'nın tamamını fethederek, Atlas Okyanusuna kadar ulaştılar. ( Yezid Dönemi )

4. Kadiks Savaşı ( 711) ( Emevi - Vizigotlar ) : Emeviler dönemi en önemli olaylarından biriside İspanya’nın Müslümanlar tarafından alınmasıdır.Tarık bin Ziyad komutasındaki askeri birlikler, Septe ( Cebelitarık ) boğazını geçip İspanya'ya girmiş, Kadiks denilen yerde Vizigotlarla karşılaşılmış, Kral Rodrik öldürülerek savaş kazanılmıştır. ( I.Velid dönemi )
Önemi : İspanya kısa süre içerisinde ( takviye gelen Musa bin Nusayr'ın da katkısıyla ) fethedildi. Müslümanlar İspanya'ya "Endülüs" demişlerdir.

5. Puvatya Savaşı ( 732 ) ( Emevi - Franklar ) : Pirene dağlarını aşarak, Fransa'ya giren Emeviler, Şarl Martel komutasındaki Franklara, Puvatya'da yenildiler. ( Hişam dönemi )

Önemi : Müslümanların batı Avrupa' daki , siyasi ve askeri ilerleyişi durdu.Puvatya sınırı Müslümanların batıdaki ulaştıkları son sınırdır.

6. Anadolu, Kafkasya, Maveraünnehir, Türkistan 'a Yapılan Seferler : Emeviler, Bizans'a karşı Anadolu yönünde de seferler yaparak bazı şehirleri ele geçirmişlerdir. Kafkasya, Maveraünnehir, Türkistan bölgelerine yapılan seferler sonucunda bazı yerler ele geçirilmiştir. Emevilere karşı Türkler ( Türgişler ) yaklaşık yüzyıla yakın süre mücadele etmişlerdir. Araplar , Beykent , Buhara, Semerkant, Fergana gibi şehirleri ele geçirerek yağmalayıp , tahrip ettiler. Bağımsız yaşamaya alışmış olan Türkler, Arapların egemenliğine girmemek için direnmişlerdir.Emevilerin Türklere karşı başarılı olmalarında Türkler arasında siyasi birliğin olmaması etkili olmuş.Emeviler döneminde Türk-Arap ilişkisinin hep savaşla geçmesi Türklerin İslamiyet’e girmesini geciktirmiştir.

7.Devlet Teşkilatında yapılan Yenilikler:
a-Abdulmelik bütün ülkelerde resmi dil olarak Arapça’nın kullanılmasını ve devlet dairelerinde Müslümanların görev yapmasını emretmiştir.Bu durum İslam dünyasında Arapça’nın ve Arap kültürünün hakim olmasını sağlamıştır.
b-Yine Abdulmelik döneminde ilk Arap parası bastırılması Emevilerin Arap kültürüne verdiği öneme kanıt olarak gösterilebilir.Ayrıca Müslümanların ekonomik alanda daha bağımsız hareket etmesini sağlamıştır.
c-Posta teşkilatı kurularak ülke birliğinin korunması ve sorunların giderilmesi kolaylaştırılmıştır.Böylece posta teşkilatı sayesinde ülkeyi ve valileri denetlemişledir.

ÖNEMLİ NOT:Emeviler döneminde yapılan bu uygulamalar ile fethedilen bölgelerdeki eski uygulamalar kaldırılmış.Bizans ve Sasani kültürünün yerine Arap kültürünün etkili olması sağlanmıştır.



Emevilerin Yıkılış Nedenleri :
• Emevilerin Arapları üstün tutup, Arap olmayan Müslümanları küçümsemesi.Irkçılık yapmaları.
• Devlet görevlerine ve komutanlıklara kendi soyundan olanları getirmeleri
• Hz.Ali yanlılarına ve Hz. Muhammed soyuna iyi davranmamaları. * Bu nedenle halifeliği ele geçirme mücadelesine girmişlerdir. ( Şiilerin ve Abbasoğullarının çalışmaları )
• Fetihlerin durmasıyla , ganimet ve vergi gelirlerinin azalması. ( Ekonomik Sıkıntı )
• Vergilerin artırılmasıyla, halkın zor duruma düşmesi. ( Yönetime tepki )
• Yönetim ve ordu disiplininin bozulması.

Bu uygulamalardan rahatsız olan Arap olmayan Müslümanlar ve Şiiler her tarafta isyanlar çıkardılar ve bu arada Abbasiler ülkenin pek çok yerinde örgütlenerek 745 yılında Horasan’da başlayan isyan kısa sürede yayılarak genişledi.İsyanı başlatan Ebu Müslim son Emevi halifesi II Mervan’ı ortadan kaldırarak Emevi devletine son verdi.(750)




ABBASİLER
( 750 - 1258 )

Kurucusu : " Ebu'l Abbas Abdullah " ( Abbasoğullarından - Hz.Muhammed'in amcası Abbas soyu )
Merkezi : Haşimiye - Bağdat

Abbasiler Kuruluş Devri:

• Çıkan isyanlar bastırılarak Endülüs hariç bütün İslam dünyası bir yönetim altında toplanmıştır.
• Halife Mansur Bağdat şehrini kurarak devlet merkezini buraya taşıtı.Böylece İslam dünyasında Suriye’nin önemi azaldı Irak’ın önemi artmıştır.
• İran kökenli yöneticileri üst düzey görevlere getirdiler.Bunların en önemlisi vezirlik makamıdır.
• İlk defa Yunan ,hint ve hellenistik eserler , bu dönemde Arapça'ya çevrilmeye başlamış ve medreselerde okutulmaya başlanmıştır.Böylece İslam dünyasında batı kültürünün etkisi artmıştır.
• Talas Savaşı ( 751 ) ( Araplar - Çinliler ) : Doğudan batıya ilerleyen Çinliler ile , Ön-Asya' dan doğuya ilerleyen Araplar, Talas ırmağı kıyılarında savaştılar. Bu savaşta, Orta Asya'nın Çin egemenliğine girmesini istemeyen, Karluk ve Yağma Türkleri, Arapların yanına geçmişler ve savaşı Arapların kazanmasını sağlamışlardır.
Önemi :
• Orta Asya'nın Çin egemenliğine girmesi engellenmiştir. ( Siyasi )
• Türkler, bu savaştan sonra guruplar halinde İslamiyet'i kabul etmeye başlamışlardır. ( Karluklar ) ( Dini )
• Esir alınan Çinlilerden kağıt yapım tekniği öğrenilmiştir. ( Kültürel )
• Abbasiler, yönetimde Emevilerin Arap Devleti tezi yerine, İslam devleti özelliği göstermişler, Müslümanlara eşit yaklaşımda bulunmuşlardır.
• Arap Milliyetçiliği politikası, Ümmetçi anlayışa dönüşmüştür.
• Fetih politikasından çok, kültür politikasına ağırlık vermişlerdir.

Abbasiler Yükselme dönemi:En parlak dönemlerini, Harun Reşit ile oğulları Memun ve Mutasım zamanlarında yaşamışlardır.

Harun Reşit Zamanında :
• Bilginler ve sanatçılar korunmuş ve desteklenmiştir.
• Bağdat bir kültür ve bilim merkezi haline gelmiştir.
• Bağdat’ta Beyt-ül Hikme (üniversite ) kurulmuş.
• Bizans'a karşı 797-804-806 yıllarında üç defa sefer düzenlenmiş, Bizans vergiye bağlanmıştır.
• Bizans sınır boylarında, Avasım adı verilen, sınır şehirleri kurulmuş, buralara Türkler yerleştirilmiştir.
Me'mun zamanında:
• Yunan filozoflarının bütün eserleri, Arapça'ya çevrildi.
• Bağdat' ta çok sayıda medrese ve kitaplıklar ( Kütüphane ) açıldı.
• Yerli ve Yabancı bilim adamları, Bağdat 'a gelerek önemli kültürel ve bilimsel çalışmalar yaptılar.
• Mutezile Mezhebi güçlendi. ( Dini konuları, akıl ve mantık yoluyla çözme felsefesi )
Mu'tasım Zamanında :
• Ordu ve Devlet yönetiminde etkinlik , İranlılardan Türklere geçmiştir.
• Türklerden oluşan bir ordu kurulmuştur.
• Türklerin yaşaması için, Bağdat yakınlarında Samerra adıyla bir şehir kurulmuştur.

Abbasi devletinin dağılması:
• Mutasım’ın ölümünden sonra Abbasiler giderek zayıflamaya başladılar .Bu
• zayıflama ve merkezi otoritenin kaybolması üzerine Abbasi İmparatorluğu'nda 9 yy.dan sonra çeşitli bölgelerde, çeşitli devletler kurulmuştur. Bunlara " Tavaif -i Müluk " denilir. Bunlar :

Kuzey Afrika' da :
• İdrisoğulları ( 789 - ? ) - ( Fas) - Kurucu : İdris
• Aglebiler ( 800 - 909 ) - ( Tunus, Cezayir, Sicilya) - Kurucu : İbrahim bin Agleb

• Tolunoğulları ( 868 - 905 ) - ( Mısır ) - Kurucu : Tolunoğlu Ahmet * Mısır'da ilk Türk-İslam Devletidir.
• Fatımiler ( 910- 1171 ) - ( Tunus, Mısır, Sicilya,Sardunya) - Kurucu : Ubeydullah



• İhşidiler ( Akşitler ) - ( 935-969) - (Mısır) - Kurucu : Muhammed bin Togaç * Mısır'da ikinci Türk-İslam devletidir.

İran ve Horasan ' da :
• Tahiroğulları ( 821-875) - ( İran ve Horasan) - Kurucu : Tahir bin Hüseyin
• Saffariler ( 867-1500) - (İran ) - Kurucu : Yakup bin Leys
• Samanoğulları ( 874 - 999 ) - ( Horasan , Maveraünnehir ) - Kurucu : Nasr bin Ahmet
• Büveyhoğulları ( ? - 1055 ) - İran,Irak - Kurucu ? ( Şiiler )

İran'da kurulan İlhanlı Devletinin Hükümdarı Hülagu Han'ın Bağdat'a girmesiyle, Abbasi devleti sona erdi. Bağdattaki moğol baskısından kaçan Abbasi soyundan olanlar, Mısır'a yerleşmişler ve Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethine kadar halifeliklerini sürdürmüşlerdir. ( 1517 )
Abbasilerin Genel Özellikleri:
1-Emevilerden daha uzun yaşamalarına rağmen siyasal yönden Emeviler kadar güçlü olamadılar.İspanyanın Abbasilerden kopması ve merkezden bağımsız tevaif-i Mülk devletlerinin kurulması bu duruma kanıt olarak gösterilebilir.
2-Fetih hareketlerinden daha çok kültür ve sanat faaliyetlerine önem vermişlerdir. İslam tarihinin rönesansı denilebilir.
3-Emevilerin Arap milliyetçiliği politikasını terk etmişler.Bu durum İslamiyet’in yayılmasını ve Abbasilerin diğer uluslarla kaynaşmasını sağlamışlardır.
4-Devlet yönetiminde İranlılara ,orduda Türklere görevler vermişlerdir.Bu durum Türklerin İslam dünyasında ön plana çıkmasına ve devlet kurumlarında İran anlayışının benimsenmesine ortam hazırlamıştır.
5-Türklerin İslamiyet’e girmelerini hızlandırmışlardır.
Endülüs Emevileri ( 756-1031): Abbasileri baskısından kurtularak İspanyaya kaçan Emevi ailesinden Abdurrahman burada başkenti Kurtuba olan Endülüs Emevi devletini kurdu.Devletin Özellikleri şöyledir:
1-Toprakları genişletmekten çok kültür ve uygarlığın gelişmesine özen göstermişlerdir.
2- Kurtuba medreseleri dönemin en önemli kültür ve eğitim merkezlerinden birisiydi.Bu medreselerde Avrupa’nın pek çok yerinden gelen öğrenci eğitim görmüştür.Bu durum İslam kültür ve uygarlığının Avrupa’da tanınmasına ,Müslümanlar ile Hiristiyanların kültürel etkileşimine ve Avrupa’da Rönesansın başlamasına neden olmuştur.
3-III. Abdurrahman döneminde Endülüs Emevileri halife unvanını kullanmaya başladılar.Bir süre sonra Fatimilerinde bu unvanı kullanmaya başlamasıyla İslam dünyası siyasal bakımdan üç farklı halife tarafından temsil edilmeye başlandı.
4-İç karışıklıkların artması sonucu ile devlet yıkılmış ve yerine bir çok beylik kurulmuştur.
Beni Ahmer Devleti(1232-1492):Endülüs Emevi devletinin yıkılması ile kurulan devletçikler arasında en uzun ömürlü olanıdır.Başkenti Gırnata’ şehri olmasından dolayı Gırnata İslam devleti’de denir.Bu devlet siyasi alandan daha çok kültür ve medeniyet alanında yaptığı çalışmalar ile ön plana çıkmıştır.Bu devletin başkenti hiristiyan saldırıları sonucu teslim olmuş , ve hiristiyanlar Müslümanların İspanyada oluşturdukları medeniyetide ortadan kaldırmışlardır.Bu dönemde yazılan kitaplar yakılmış,Müslümanlar ve Yahudiler dinlerini değiştirmeleri için zorlaşmışlardır.Müslüman ve Yahudilerin yardımına Osmanlı devleti el uzatarak onları gemilerle İstanbul’a getirmiştir.Bugün ülkemizde bulunan Musevi vatandaşlarımızın büyük bir kısmının ataları bunlardır.
Önemli Not:Osmanlı devletinin İspanya’da hiristiyanların zulmüne maruz kalan Müslümanlar ile birlikte Yahudileri de kurtarması dini alanda sahip olduğu hoşgörüye kanıt olarak gösterilebilir.


İSLAM KÜLTÜR VE UYGARLIĞI
İslam Medeniyetinin Temelleri:İslam’ın getirdiği değerler etrafında birleşen Müslüman milletlerin ilim,kültür,sanat ,edebiyat gibi alanlarda yaptıkları çalışmalar ile ortaya konulan maddi,manevi eserlerinin bütününü kapsar.İslam öncesi Arapların medeniyet alanında ortaya koydukları önemli eserler yoktur.Araplarda medeniyet İslam ile şaha kalkmış ve bu medeniyet ışığı bütün dünya milletlerini doğrudan yada dolaylı olarak etkilemiştir.İslam medeniyetinin ana kaynaklarını:
Kur’an-ı Kerim ,hadis ve İslam alimlerinin ortaya koyduğu eserlerdir.
1. Toplum Yaşamı
• İslam ülkesinde din ve vicdan hürriyeti kesintisiz olarak uygulanmıştır.İslam dini bütün Müslümanları milliyetine bakmadan eşit kabul etmektedir. Müslümanlar arasındaki üstünlüğü Allah’a yakınlığa bağlamıştır.Kimin Allah’a daha yakın olacağı kimsenin bilememesi Müslümanların birbiriyle eşit görülmesi sonucunu doğurmuştur.
• Emeviler halifeliği saltanat haline dönüştürmüşler, saraylarda lüks içinde yaşamaya başlamışlar, böylece halktan kopmalar başlamıştır.Arapları üstün ırk olarak görmüşlerdir.
• Emeviler döneminde halk sınıflara ayrılmıştır ;
• Müslüman Araplar : Devlette önemli görevleri yürüten, en yüksek sınıftır.
• Mevali (Azad edilen Köle) : Arap olmayan Müslüman sınıftır.
• Ehl’üz zimme:( Gayri Müslimler ) : Müslüman olmayan sınıftır. ( Haraç ve
Cizye vergisi öderlerdi)
• İslamiyet köleliği ve kölelere kötü davranmayı yasaklamıştır.Bu uygulama ile İnsan hak ve özgürlüklerinin iyileştirilmesini ve toplumsal barışın sağlanmasına ortam hazırlamıştır.
* Abbasiler döneminde, Mevali anlayışı kaldırılmış, Arap olmayan Müslümanlara da değer verilmiştir. Başlangıçta İranlılar daha sonra Türkler, yönetim ve askeri kademelerde görev almışlardır.

2. Devlet Yönetimi
• Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicreti ile şehir devleti oluşturulmuştur.Burada İslam dünyasının ilk anayasası hazırlanmıştır.Peygamberimiz hem din, hem de devlet başkanlığı görevini yürütmüştür.Buna rağmen aldığı kararları etrafındaki insanlara danışmış ve istişare etmiştir.
• Dört halife döneminde, peygamberlik dışında devletin görevlerini üstlenen halifeler, Şura' ya ( Danışma Meclisi ) danışarak devleti yönetmeye çalıştılar.
• Emeviler ve Abbasiler döneminde Halifelik saltanata dönüştürüldü.
• Sınırların genişlemesiyle ülke eyaletlere bölündü. Eyaletlerin başında Genel Vali bulunur, illeri Valiye bağlı olarak "Amil" denilen Valiler yönetirdi.
• Emeviler, Posta teşkilatını kurdular.
• Halife Abdülmelik döneminde ilk Arap ( İslam ) parası basıldı ( Dinar ), Arapça Müslüman ülkelerde resmi dil ilan edildi.
• Abbasilerde Vezirlik Makamı kuruldu. Devlet işleri "Divan" denilen kurulda görüşülmeye başlamış farklı konularda Divanlar oluşturulmuştur.

3. Ordu
• Hz. Muhammed ve Hz. Ebubekir dönemlerinde düzenli bir ordu yoktu. Gönüllülerden oluşuyordu. * Din uğruna yapılan savaş ( Cihad - Gaza ), ölenlere şehitlik ( Cennet vaadi ) , sağ kalanlara gazilik ünvanı veriyordu.
• İlk düzenli ordu, Hz. Ömer döneminde oluşturuldu. Askerlere maaş ödenmeye başlanmış, ordu kentler (ordugah) oluşturulmuştur.
• Hz. Osman döneminde ilk İslam donanması oluşturuldu. Donanma komutanına " Emir ül Ma " ( Amiral ) denildi. Akdeniz'de Kıbrıs adası ilk olarak alındı.
• Emeviler döneminde ordu geliştirilmiş ve sürekli hale getirilmiştir. Arapların dışında Berberiler , İranlılar, Türkler orduda yer almaya başladılar.
• Abbasiler döneminde önce İranlılar, halife Memun' dan itibaren de Türkler orduda etkin duruma geldiler.
• Araplar ordu teşkilatında Bizans, İran ve Türklerden etkilenmişlerdir.





4. Eğitim Öğretim
• İslamiyet öncesi Arap Yarımadasında okuma yazma oranı çok düşüktür.
• Hz. Muhammed, okuma - yazmaya çok önem vermiş , Müslümanları okuma ve yazmaya özendirmiştir.
• Dört Halife ve Emeviler döneminde Camiler yoluyla eğitim verilmiş, okur yazar oranı artırılmıştır.
• Asıl gelişme Abbasiler döneminde sağlanmıştır. Bu dönemde okullar ve medreseler açılmıştır.
• Halife Memun'un Bağdat'ta kurdurduğu " Beytü'l- Hikme " ( Bilgelik Evi ) ilk yüksek öğrenim kurumudur.
• Medreselerde ders veren öğretmenlere " Müderris " denilirdi.
• Endülüs Emevileri ve Beni Ahmer Devletinde de eğitim - öğretime büyük önem verilmiş, kurulan medreselere farklı bölgelerden çok sayıda öğrenci, öğrenim amacıyla gelmiştir.
• Çok sayıda Kütüphane açılmıştır.

5. Bilim ve Sanat
• İslam dini bilimsel çalışmalara çok önem vermiştir.Müslümanlar özellikle fetihlerin artmasıyla birlikte yeni coğrafyalarda farklı bir çok millet ve milletlerin bilimsel çalışmaları ile karşılaşmışlardır.İslam her türlü bilisel çalışmalara açıktır.Müslümanlar ; Türk, İran, Yunan, Hint, Mısır, Çin uygarlıklarından etkilenmiştir.
• İlk bilimsel gelişmeler : Tıp, Felsefe, Fen alanlarında Emeviler döneminde başlamıştır.
• Abbasiler döneminde bilim çok gelişmiştir.
• Emeviler döneminde Basra ve Kufe, Abbasiler döneminde Bağdat, Endülüs Emevileri döneminde Cordoba önemli kültür merkezleri olmuştur.
• İslam dünyasındaki bilimsel gelişmeler, Endülüs Emevileri ve Sicilya Müslümanları aracılığıyla Avrupa'ya aktarılmış, Rönesans' ın doğmasında etkili olmuştur.

Dini Bilimler :
• Tefsir : Kur'an ayetlerinin açıklanıp, yorumlanmasıdır. Bu bilimle uğraşanlara Müfessir denir.
• Hadis : Hz. Muhammed'in çeşitli konularda Müslümanları aydınlatmak için söylediği sözlerdir.
• Kelam : Dini konuları ( soruları ) akıl ve mantık yoluyla açıklamadır. ( İslam Felsefesi )
• Fıkıh : İslam Hukukudur. Bu bilimle uğraşanlara " "Fakih" denir.
• Kıraat : Kur'an okuma tekniğidir.
• Siyer : Hz. Muhammed'in hayatını inceler.
Pozitif Bilimler :
• Tarih : Hz. Muhammed'in yaşamı ve savaşlarının incelenmesiyle başlamıştır. Önemli temsilcileri ; Taberi, Mesudi, İbn-i Haldun' dur
• Coğrafya : Önemli temsilcileri ; Mesudi, İbn-i Batuta, İdrisi, Harezmi ' dir.
• Felsefe : Yunan Felsefesi'nin incelenmesiyle başlamış, kendini geliştirmiştir. Önemli temsilcileri ; Kindi, İbn-i Rüşt, Farabi, İbn-i Sina 'dır.
• Tıp : Abbasilerde Harun Reşit Döneminde Bağdat' ta yaptırılan Hastahane Halk Sağlığı konusunda çalışma yapan ilk hastane olarak kabul edilmektedir. Önemli temsilcileri : Huneyn Bin İshak, Razi, İbn-i Sina 'dır. * İbn-i Sina 'nın " El-Kanun fi't- Tıp" adlı kitabı Avrupa'da uzun yıllar ders kitabı olarak okutulmuştur.
• Astronomi : Hint biliminin etkisiyle başlamıştır. İlk gözlem evi 9. yy.da kurulmuştur. Önemli temsilcileri ; Usturlabi, Biruni, Ömer Hayyam, İbn-i Yusuf' tur.
• Matematik ve Geometri : Hint biliminin etkisiyle gelişmiştir. Önemli Temsilcileri ; Harezmi, Abdülhamit İbn-i Türk ( Cebir ve Geometriyi geliştirip, Trigonometriyi bulmuşlardır) , Sabit Bin Kurra, Tusi, Battani, Ali Kuşçu, İbn-i Cemşid'tir.
• Kimya : Önemli Temsilcileri : Cabir Bin Hayyan ( Kimya biliminin öncüsü kabul edilir. ) , Razi ( Kimya dalında 28 eser yazmıştır.) , Biruni , İbn-i Sina' dır.
Sanat :
• Müslümanlar genişledikçe ele geçirilen bölgelerin kültürleriyle, kendi kültürlerini kaynaştırmışlar ve özgün İslam sanatı oluşturmuşlardır.
• İslam sanatında Mimari en fazla gelişen başlıca alanlardandır. Dini, Sivil, Askeri Mimari olarak gelişmiştir.
• İslam Mimarisinin ilk dinsel yapıtı, Hz. Muhammed döneminde yaptırılan " Kuba Mescidi " dir.
• Minare, Mihrap, Şadırvan ilk kez Emeviler dönemi camilerinde yapılmıştır.Bu dönem mimari alanda Hıristiyanlar yarışabilecek duruma gelmiştir.
• Resim ve Heykelciliğin yasaklandığı anlayışı, bu alanlarda gelişmeyi engellemiş, Minyatür Sanatı gelişmiştir.
• Güzel yazı yazma sanatı ( Hüsnü Hat ) İslam kültüründe çok gelişmiştir.
• Oymacılık, Kakmacılık, Dokumacılık, Camcılık gelişen diğer sanat dallarıdır.



6. Ekonomik Yaşam
• Hz. Muhammed döneminde ekonominin temeli Mekke' de ticarete, Medine' de tarıma dayanmaktadır.
• Dört Halife döneminde fetihlerle birlikte, ganimet ve vergiler önemli gelir kaynaklarından olmuştur.
• Devletin bütün gelirleri " Beytü'l Mal " denilen Devlet Hazinesinde toplanır.
Başlıca Gelir Kaynakları :
• Zekat ve Sadaka : Zengin Müslümanların mallarının 1/40 ını yoksullara dağıtmasıdır.
• Öşür : Müslüman çiftçilerden alınan 1/10 oranındaki Ürün vergisidir.
• Haraç : Gayri Müslimlerden ( Müslüman Olmayanlar ) alınan arazi vergisidir.
• Cizye ( Sağlık-Kafa- Kelle vergisi ) : Gayri Müslimlerden askerlik bedeli olarak alınan vergidir. Kadınlardan, çocuklardan,yaşlılardan,hastalardan alınmazdı.
• Ganimet : Savaşlarda elde edilen ganimetlerin 1/5 'i doğrudan devlet hazinesine giderdi.
• Maden, Orman, Tuzla, Otlak gelirleri.
• Bağlı devlet ve beyliklerin gönderdiği vergi ve hediyeler.

• Tarım ve Hayvancılık Abbasiler döneminde çok gelişmiştir. Sulama kanalları açılmış ve tarım önemli bir gelir kaynağı olmuştur.
• Müslümanların doğudan gelen ticaret yolları üzerinde bulunmaları, ( İpek ve Baharat yolları ) ticaretten büyük gelir kazanmalarını sağladı.
• Kara ve Deniz taşımacılığı gelişmiştir. Ticareti geliştirmek için yollar üzerinde Han' lar ve Kervansaraylar yapılmıştır.
• Hindistan ve Çin'e şeker, pamuk, dokuma, kağıt, mobilya, seramik, Madeni ve Cam eşya götürülmüş, İpek, Baharat, güzel kokular getirilmiştir.
• Dokuma, Kağıt, İlaç yapımı, Kuyumculuk, Cam, Gemi, Silah gelişen sanayi dallarıdır.


7-Yazı Dil ve Edebiyat:İslamiyet’in yayılması ile birlikte Arapça da yaygınlaşmaya başladı.Abdulmelik zamanına kadar resmi yazışmalarda çeşitli diller kullanılmıştır.Emevi halifesi Abdulmelik zamanında Arapça devletin resmi dili haline getirilmiştir.
Kur’an-ı Kerimin Arapça olması İslam dinini asıl kaynaklarından öğrenmek isteyen Arap olmayan ulusların Arapça’yı ve Arap alfabesini öğrenmelerine yol açtı.Arapça’nın resmi dil ilan edilmesinin de etkisiyle Arapça çok geniş bir coğrafyaya yayıldı.Böylece Arap alfabesi ve Arapça uluslar arası bir boyut kazanmıştır.
İslamlaşma zayıf kültürlü toplumların aynı zamanda Araplaşmasına yol açmıştır.Mısır ,Suriye ,Irak ve Kuzey Afrika’da yaşayan uluslar İslamiyet’i kabul ettikten sonra zamanla Araplaşmıştır, kendi dillerini benliklerini unuttular .Güçlü bir kültüre sahip İranlılar ile Türkler ise ulusal benliklerini korumuşlardır.
İslamiyet öncesi Araplarda şiir çok gelişmiştir.İslamiyet ile birlikte Peygamberlerin faaliyetlerini ve hayatını nesillere aktarmak için “siyer ve megazi “(Hz Muhammed ‘in hayatı ve savaşları)gelişmiştir.


8. İslam Kültürünün Diğer Kültürlere Etkisi :
İslam medeniyeti Arap yarımadasında başlamış,fetihlerle çok geniş bir alana yayılmıştır.İlk çağlardan beri ilkçağ uygarlıklarının merkezlerine çok yakın bir konumda bulunan İslam medeniyeti çok kısa sürede medeniyet alanında gelişmiştir.
İslam medeniyeti dini alandaki hoşgörüsü ile başta Hıristiyan dünya olmak üzere bir çok medeniyete öncülük etmiştir. İslam kültürü bilimsel ( Felsefe, Tıp, Matematik, Geometri vb. ) ve Tekniksel ( Kağıt, Pusula, Barut, Matbaa, Dokumacılık ) anlamda en çok etkiyi Avrupa kültürüne yapmıştır.
Batılılar akli bilimlerde ortaya konulan bu eserlere Endülüs emevileri vasıtasıyla ulaşmışlardır.Batılılar Müslümanlardan aldıkları bu yeni eserleri kendi dillerine tercüme etmişler ve bu durum Rönesanslarını gerçekleştirmelerinde öncülük etmiştir.
Müslümanlardan önce Avrupa’da rakam sistemi yoktu.Rakamların çok şeyi ifade ettiği Matematik ilmide yoktu.Müslümanlar matematikte sıfırı bularak bu alanda büyük bir gelişmeye katkı sağlamışlardır.






Ümit KARSLI
Tarih Öğretmeni

 
  Bugün 8 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı!


Image Hosted by ImageShack.us
 
 
Google
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol